Antioksidan etkili bitkiler : Lipid oksidasyonu gıdaların raf ömrünü sınırlandıran ve kalite kaybına neden olan önemli bir problemdir. Lipid oksidasyonunu kontrol etmek için sentetik antioksidanlar uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Ancak birçok araştırma sonucu bu maddelerin kullanımının insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler gösterdiği tespit edilmiştir. Bu nedenle tüketici tercihleri doğal ürünlere kaymış, bitki ve baharatların antioksidan olarak kullanımı gündeme gelmiştir. Bu derlemede, gıda maddelerine lezzet kazandırmak amacıyla sıkça kullandığımız biberiye, kekik, adaçayı, karanfil, karabiber ve zerdeçal gibi bitkilerin ve bunların ekstraktlarının gıdalarda antioksidan olarak kullanımları irdelenmiştir.
Çoklu doymamış yağ asitlerince zengin gıdalar oksidatif bozulmalara maruz kalmaktadır. Oksidatif bozulma gıda ürünlerinin raf ömrünü sınırlandıran ve kalite kaybına neden olan önemli faktörlerden biridir. Ayrıca gıda endüstrisi açısından büyük bir öneme sahiptir. Doymamış yağların oksidasyonu sırasında hidroperoksite ek olarak karbonil bileşikler, aldehitler, asitler, ketonlar, epoksitler ve karbondioksit gibi toksik bileşikler şekillenir. Bunların sonucu olarak da gıdaların doku yapısında, renginde, kokusunda ve tadında arzu edilmeyen değişimler olur
Oksidasyona bağlı olarak gerçekleşen ransit tat ve kokunun oluşmasında antioksidanların rolü büyüktür. Antioksidanlar ransit ürünleri ortadan kaldırmaz ya da oksidasyonu geri çevirmezler. Bu maddeler gıdalara ilave edilerek oksidasyonun şekillenmesini geciktirir yada engellerler. Endüstriyel işlemlerde besinlerin muhafaza süresini uzatmak için esas olarak sentetik antioksidanlar kullanılmaktadır. Ancak pek çok araştırıcı uzun süredir besinlerin işlenmesinde kullanılan butil hidroksitoluen (BHT), butil hidroksianisol (BHA), tersiyer butil hidroksikinon (TBHQ) ve propil galatlar (PG) gibi bazı sentetik antioksidanların canlı organizmada karsinojenik ve teratojenik etki gösterdiğine dikkat çekmektedir. Tüketicilerde genelde doğal antioksidanları sentetik olanlara tercih etmektedir. Bu nedenle uzun süreden beri, besinlerin koku ve tat gibi özelliklerini artırmak için katkı olarak kullanılan baharat ve doğal aromatik bitkiler giderek önem kazanmıştır. Bu bitkilerin yapılarında bulunan fenolik bileşiklerin antioksidan etkisi serbest radikalleri temizleme, metal iyonlarla bileşik oluşturma ve tekli oksijen oluşumunu engelleme gibi özelliklerinden kaynaklanmaktadır.
Doğal antioksidanların kaynağı ve kullanımı ile ilgili birçok araştırma yapılmıştır. Bu bitki ve baharatların bazılarının antioksidan kapasitelerinin, sentetik antioksidanlardan daha fazla olduğu kanıtlanmıştır. Kendilerine özgü lezzet ve aromaları, antimikrobiyel ve antioksidan özellikleri nedeniyle, daha geniş bioaktivite profiline sahip olan bitki ve baharatlar gıda sektöründe alternatif olarak kullanılabilecek doğal antioksidan maddelerdir. Gıdalarda lipid oksidasyonunun bu tür doğal maddelerle önlenmesi üretici ve tüketici açısından oldukça önemlidir. Bu derlemede, yapılarında antioksidan etkiye sahip biberiye, kekik, adaçayı, karanfil, karabiber ve zerdeçal gibi aromatik bitkilerin ve bunların ekstraktlarının gıdalardaki antioksidan aktiviteleri özetlenmiştir. bitkiler.gen.tr
Antioksidan etkili bitkiler : Antioksidan özellik gösteren birçok bitki ve baharat labiatae familyasına aittir. Labiatae (= Lamiaceae) familyası, özellikle Akdeniz ülkelerinde doğal olarak yetişen ve ılıman iklim kuşağında yeralan, birçok ülkede de kültürü yapılan bitkilerin oluşturduğu, 200 kadar cins ve 3000’in üzerinde türü içeren zengin bir familyadır. Labiatae familyasına ait bitkilerin çoğu antik çağlardan bu yana halk ilacı olarak çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmalarının yanısıra tıpda, gıda endüstrisinde, parfümeri ve kozmetikde yeralan bitkilerdir. Labiatae familyasına ait cinsler özellikle terpenik bileşikleri (mono-,di-,triterpenler) flavonoid,fenolik asitleri içermesi nedeniyle önemli fizyolojik aktivitelere (antioksidan ve antimikrobiyel) sahip bitkileri içermektedir. Bitkinin yaprak, çiçek ve odunsu kısımlarında bulunan flavonoidler ve fenolik bileşikler, lipitlerin, karbonhidratların ve proteinlerin serbest radikallerce okside olmalarını engellemek amacıyla aromatik halkalarındaki hidroksil grubunda bulunan hidrojeni verebilmektedirler. Bitki ve baharatların kimyasal bileşenleri farklı olduğu için göstermiş oldukları antioksidan etkilerde birbirinden farklıdır. Bazı bitki ve baharat türlerinin ana bileşenleri Tablo 1.’de görülmektedir.
Tablo 1. Bazı bitki ve baharatlardan izole edilen etken maddeler
Bitki ve baharatlar Sistematik ismi Etken madde
Biberiye Rosemarinus officinalis Karnosik asit karnosol, rosemarinik asit rosmanol
Adaçayı Salvia officinalis karnosol, karnosik asit, rosmanol, rosmarinic asit
Kekik Thymus vulgaris Thmol,karvakrol, p-cunen
Karanfil Eugenia caryophyllata Eugenol, gallatlar
Zerdeçal Curcuma longa L. kurkumin
Karabiber Piper nigrum Fenolik amidler, flavonidler
Biberiye Bitkisi
Biberiye (Rosmarinus Officinalis)
Küçük iğne uçlu, yapraklı bu bitki Labiatae ailesindendir. 1-2 m. boyundaki aromatik bitki kışın yapraklarını dökmez. Kafur ya da ökaliptus kokusunu andıran güçlü bir aromaya sahiptir. İlkbahar ve yaz aylarında açan çiçekleri beyaz, açık mavi ve mavi renklidir. Yapraklarının tadı acımsı baharlıdır. Yapraklarından ve uçucu yağından yararlanılır.Kullanım alanları Yapısındaki uçucu yağdan kaynaklanan hoşa giden aromasından dolayı, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde yaygın olarak kullanılan baharatlardan biridir. Biberiye gıdalarda antioksidan yada doğal koruyucu olarak kullanılmasının yanı sıra sabun, oda kokusu, deodorant, parfüm ve losyon yapımında da kullanılır. Biberiyenin esansiyel yağı ya da ekstraktları et ürünlerinde, yağ içeren gıdalarda, yağlarda oksidasyona ve ransiditeye karşı kullanılabilir.
Etken maddesi Antioksidan özelliği, yapısında bulunan karnosol, karnosik asit ve rosmarinik asitten kaynaklanmaktadır. Karnosik asitin karnosoldan üç kat, BHT ve BHA’dan ise yedi kat fazla olduğu bildirilmiştir.
rozmarin yağı
Dapkevicius ve arkadaşları biberiyenin antioksidan aktivitesinin ekstraktın elde ediliş yöntemiyle ilişkili olduğunu belirtmişlerdir [17]. Türkiyede yetiştirilen 31 çeşit aromatik bitkinin antioksidan etkisinin ayçiçeği yağında incelendiği bir çalışmada [18] en güçlü antioksidan etkiye sahip biberiye bitkisinin olduğu, bunu sırasıyla adaçayı, sumak ve kekik gibi bitkilerin izlediği görülmüştür. İstavrit ve berlam balığının kıyması ve filetoları üzerine biberiye ekstaktının etkisi araştırılmış ve her iki balık türünün hem kıymasında hem de filetolarında Malondialdehit (MDA) düzeylerinin kontrol grubuna göre önemli derecede azaldığı tespit edilmiştir [19]. Sardalye kıymasının oksidatif stabilitesi üzerine soğan suyu ve biberiye ekstraktının etkisinin araştırıldığı bir çalışmada, biberiye ekstraktının muhafaza süresince (5 ay) antioksidatif etki gösterdiği, soğan suyunun ise oksidasyonu 3 ay geciktirdiği bildirilmiştir [20]. Rıznar ve arkadaşları [21], tavuk sosislerine biberiye ekstraktı ilave ederek 3 farklı sıcaklık derecelerinde (4,12,250 C) antioksidan aktivitesini incelemiş bütün sıcaklık derecelerinde, muhafaza süresince yüksek antioksidatif etki tespit etmişlerdir. Lopez-Bote ve arkadaşları [22], -20 0 C’ de 6 gün muhafaza edilen tavuk etlerinde (göğüs ve but), lipid oksidasyonunun önlenmesinde, biberiye ekstraktı ve α- tokoferolün aynı düzeyde etkili olduğunu belirlemişlerdir. Yapılan bir diğer çalışmada [2], 32 farklı bitki ve baharat türünün domuz yağı üzerindeki antioksidan etkisi araştırılmış ve en önemli antioksidan etkiyi biberiye ve adaçayının gösterdiği belirlenmiştir. Yine, 15 farklı baharat türünün sucuklarda denendiği bir çalışmada en önemli antioksidan etkiyi adaçayı ve biberiyenin gösterdiği tespit edilmiştir [23]. Biberiyenin antioksidan etkisinin; öncelikli olarak türe, variyetesine, hasat zamanına, işlemin tipine ve en önemli faktörlerden olan gelişme ortamının çevresel ve ekolojik karakteristiklerine bağlı olduğunu bildirmiştir [24].
Tablo 2. R. officinalis’den elde edilen biberiye yağının spesifik özellikleri
Görünüş Yeşil-kahve rengi
Özgül ağırlık (20 º C) 1,05-1,15
Kırılma indisi (20 º C) 1,424
Çözünebilirlik 1,424
Ağır metal içeriği <10 ppmDoğal kekik yağı
Kekik Bitkisi
Kekik (Thymus vulgaris) Ballıbabagiller (Lamiaceae) familyasından Thymus cinsini oluşturan Kekik bitkisi, çimenlik tarla, orman kıyılarında ve çayırlardaki karınca yuvalarının üstünde yer almaktan hoşlanır. Güneş ve sıcak istediği için, toprak sıcaklığının fazla olduğu kayalık ve dağlık bölgelerde çoğalır.
Etken maddesi Ülkemizde yaygın olarak kullanılan ve ticareti yapılan kekik türlerinin ortak özelliği uçucu yağ içermeleri ve bu uçucu yağların ana bileşenlerinin timol ve karvakrol olmasıdır. Bu maddeler, kekiğe kendine özgü kokusunu veren ve antioksidan özellik kazandıran fenolik bileşiklerdir. Bu bileşikler uçucu yağların % 78-82’sini oluşturmaktadır [25,26,27].
Kekik yağı yapısı
Alfa tokoferol asetat ve kekik esansiyel yağı ilave edilmiş yemlerle beslenen piliçlerin göğüs ve but etlerindeki Malondialdehit (MDA) düzeyleri kontrol grubuna göre azalmış ve bu azalma kekik esansiyel yağının artırılmasıyla belirgin hale gelmiştir. Ancak, kekik uçucu yağının antioksidan etkisinin vitamin E kadar güçlü olmadığı gözlenmiştir. Hatta kekik uçucu yağı ve vitamin E’nin yarı yarıya karıştırılarak kullanıldığında, antioksidan etkinin daha da arttığı ve bu nedenle kekik uçucu yağı ile vitamin E arasında sinerjik bir etki bulunduğu bildirilmektedir [27]. Tsimidou ve arkadaşları [28], Uskumru yağının kontrollü oksidasyonunda %1 kekiğin, 200 ppm miktarındaki BHA ile eş değer etki gösterdiğini belirlemişlerdir. Ülkemizde aromatik özelliğinden dolayı çok kullanılan Satureja (kekik) bitki türünün tereyağlarındaki antioksidan özelliğini ölçmek için yapılan bir çalışmada [29], Satureja cilicia türü kullanılmış ve tereyağlarında bu türün içerdiği timol, karvakrol,p-simen dolayısıyla güçlü antioksidan etkili olduğu yapılan testlerde ortaya konmuştur. Kekiğin antioksidan etkisi genellikle vitamin E ile karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Farklı düzeylerde kekik uçucu yağı ilavesi, hindi etlerinde lipid oksidayonunu önemli düzeyde azaltmıştır [27]. Yapılan bir diğer çalışmada [2], 40 0 C’de muhafaza edilen uskumru balığına uygulanmış %0,5 oranındaki kurutulmuş kekiğin antioksidan etkinliğinin %0,5 kurutulmuş biberiye ve 200 ppm BHT’e eş değer olduğu ortaya konmuştur.
Tablo 3. T.vulgaris’ten elde edilen kekik yağının spesifik özellikleri
Görünüş Keskin kokulu, yeşil yada kırmızı renkli, sıvı
Özgül ağırlık (25 ºC) 0,915-0,935
Kırılma indisi (20 ºC) 1,495-1,505
Çözünebilirlik %80 lik etanolde, 1:2 oranında
Fenol içeriği % 40 dan daha az
Ağır metal içeriği ≤ %0,02
Karanfil Bitkisi
Karanfil (Eugenia caryophyllata) Bu bitki, 10-20 m yüksekliğinde, yaprak dökmeyen ağaçlardan elde edilir. Vatanı tropik Asya (Moluk Adaları, Zengîbar)’dır. Karanfil bitkisi, bildiğimiz süs karanfil çiçeğinden farklıdır. Yaz kış yeşil kalan yaprakları, meşin gibi serttir. Çiçekleri pembedir ve kiraz çiçekleri gibi demet halinde bulunurlar. Bu çiçeklerin kurutulmuş tomurcukları “karanfil” adını alır.
Etken maddesi Karanfile koku ve lezzetini veren “eugenol” adındaki uçucu yağdır.
Karanfil yağı yapısı
Eugenol, karanfil ekstraktının büyük bir kısmını oluşturur ve söz konusu bitkinin antioksidatif öğesidir. Konuyla ilgili olarak yapılan bir çalışmada karanfilin BHT ve BHA kadar güçlü antioksidatif etki gösterdiği ortaya konmuştur[31]. Lee ve Shibamoto [32], karanfilin tomurcuklarından izole edilen ekstraktların antioksidan özelliklerini incelemişlerdir. Yapılan araştırmada ekstraktın antioksidan özelliğini 2 farklı metotla değerlendirmiş ve her iki metotda karanfilin ana bileşenini eugenol ve eogenil asetat olduğunu tespit etmişlerdir. Karanfil ve kekik esansiyel yağlarının oda sıcaklığında muhafaza edilen pamukyağı üzerinde antioksidatif etki gösterdiği ve bu etkinin karanfilde kekiğe kıyasla daha fazla olduğu görülmüştür[2]. Shahidi ve arkadaşları [33], karanfil, adaçayı, kekik ve zencefilin et yağındaki antioksidan aktivitelerinin konsantrasyona bağlı olduğunu tespit etmişlerdir. Bu maddeler içerisinde en etkilisinin karanfil en az etki gösteren baharatların ise zencefil ve kekik olduğunu belirlemişlerdir.
Tablo 4. E.caryophyllata’dan elde edilen karanfil yağının spesifik özellikleri
Görünüş Açık yeşil,renksiz
Özgül ağırlık (20 0 C) 1,038-1,060
Kırılma indisi (20 0 C) 1,527-1,535
Çözünebilirlik %70 lik etanolde, 1:2 oranında
Fenol içeriği % 85
Ağır metal içeriği ≤ %0,02
Adaçayı Bitkisi
Adaçayı (Salvia officinalis ) Diş otu veya Meryemiye olarak da bilinir. Ballıbabagiller (Lamiaceae) familyasından Salvia cinsini oluşturan kokulu bitkilere verilen addır. Bütün Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizde de çokça yetişir. Tüylü ve beyazımsı bir renkte olan yapraklarının kurusu çay gibi haşlanarak içildiği gibi, et yemeklerine koku ve lezzet vermek için de kullanılır [34].
Etken maddesi Antioksidan etkiye sahip olan adaçayının yapısındaki en önemli fenolik bileşenler biberiyede olduğu gibi karnosol, karnosik asit ve rosmanoldur [35].
Adaçayı yağı
Fassea ve arkadaşları, Adaçayı ve kekik ekstraktı uygulanmış etlerde her iki ekstraktın lipid oksidasyonunu azalttığını, ancak bu etkinin muhafaza sıcaklığına ve süresine bağlı olarak değişebileceğini bildirmişlerdir [36]. Pizzale ve arkadaşları [37], 2002 yılında yaptıkları bir çalışmada, ortalama olarak adaçayı türlerinin (Salvia officinalis ve Salvia fruticosa) antioksidan aktivitesinin kekik türlerinden (Origanum onites ve origanum indercedens) daha yüksek olduğunu belirlemişlerdir. Kahramanmaraş’ tan elde edilen kurutulmuş misk adaçayının (Salvia sclarea L.) kloroform ekstresinin, aseton ekstresinden daha yüksek antioksidan aktiviteye sahip olduğu ve her iki ekstrenin de toplam antioksidan aktivitelerinin α- tokoferolden daha yüksek olduğu belirlenmiştir [38]. Adaçayı, reyhan ve karabiberin endüstriyel olarak mikrodalgaya tabi tutulması ile ilgili bir çalışmada [22], bu bitkilerin antioksidan özelliklerinde bir değişmenin görülmediği tespit edilmiştir.
Tablo 5. S. officinalis’ten elde edilen adaçayı yağının spesifik özellikleri
Görünüş Keskin kokulu, yeşil yada kırmızı renkli, sıvı
Özgül ağırlık (25 º C) 0,903-0,925
Kırılma indisi (20 º C) 1,457-1,470
Çözünebilirlik %80 lik etanolde, 1:1 oranında
Fenol içeriği % 40 dan daha az
Ağır metal içeriği ≤ %0,02
Karabiber Bitkisi
Karabiber (Piper nigrum) Piper nigrum L. nin olgunlaşmış meyvelerinden elde edilen karabiber, dünyada çok yaygın olarak kullanılan önemli bir baharattır. Başta Hindistan olmak üzere tropik bölgelerde Malezya, Asya, Endonezya’da yetiştiriciliği yapılır. Antioksidan, antimikrobiyel ve ateş düşürücü özelliğe sahiptir. Karabiberin kalitesi acılığa yol açan piperine ve aroma ve lezzetten sorumlu uçucu yağlara bağlı olarak değişir. Piperine yeşil kristalli berrak bir madde olup ilk olarak oested (1819) tarafından izole edilmiştir. Bu alkoloid bibere acılığını veren bir bileşiktir.
Etken maddesi Karabiber antioksidan özellikli beş fenolikasit (piperettine, piperanine, piperylin A piperolein B and pipericine) amidi içerir. Bu bileşikler yağsız, kokusuz, tatsızdır ve α-tokoferolden daha güçlü antioksidan aktivite gösterir [39,40]
Karabiber yağı
Nakatani et al.1986 karabiberin, bütillenmiş hidroksitoluen (BHT)ve bütillenmiş hidroksianisol (BHA) gibi sentetik oksidanlardan daha etkili olduğunu belirtmiştir [41].
Yapılan bir çalışmada, karabiber ilave edilip pişirilmiş domuz etinin lipit oksidasyonunun geciktiği tespit edilmiştir [42].
Karabiber, adaçayı ve reyhan’ın endüstriyel olarak mikrodalgaya tabi tutulması ile ilgili bir çalışmada [22], bu bitkilerin antioksidan özelliklerinde bir değişmenin görülmediği tespit edilmiştir.
Tablo 6. P.nigrum’dan elde edilen karabiber yağının spesifik özellikleri
Görünüş
Özgül ağırlık (25 º C) 0,873-0,916
Kırılma indisi (20 º C) 1,480-1,499
Optik dönme (20 º C) -10º +3º
Çözünebilirlik %95 lik alkolde, 3:10 oranında
Zerdeçal Btikisi
Zerdeçal (Curcuma longa L.) Zingiberaceae familyasına ait olan Curcuma longa L. Sarı çiçekli, çok yıllı otsu bir bitkidir. Hindistan, Çin, Endonezya, Jamaika, Peru ve Pakistan olmak üzere Asyanın tropik bölgelerinde yetişir. Hindistanda haldi olarak adlandırılır. Bitkinin toprak altındaki ana kökleri yumurta ve armut şeklinde, yan kökleri ise parmak (rizom)şeklindedir. Curcuma cinsini içeren Zingiberaceae familyasında 49 cins ve 1400 tür bulunmaktadır [43,44].
Kullanım Alanları Zerdeçal, ipek kumaşlar ve ince derilerin boyanmasında ve kına yakmada da renklendirici olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda eskiden turnusol kağıdı yerine zerdeçal kağıdı kullanılmaktaydı. Balık çorbası, pilav, soslar, tavuk bulyon, peynir turşusu, söğüş ve çeşitli sebze yemeklerine çeşni olarak katılır. İspanyolların deniz ürünlerinden yapılan ünlü “paella” adlı yemeğinde ve Hintlilerin “köri” sosunda kullanılır. Hindistan tıbbında büyük bir öneme sahip olan zerdeçalın; nezle, öksürük, karaciğer raharsızlıkları, romatizma, sinüzit ve anoreksia tedavisinde kullanıldığı bildirilmektedir. Ayrıca ayurveda’da kan temzileyicisi, tonik ve deri hastalıkları tedavisinde de kullanılmaktadır [45,46,47].
Etken maddesi Genellikle gıdalarda renk verici olarak kullanılan zerdeçal kokusuz, ısıya dayanıklı, antioksidan bir bileşik olan tetrahidrokurkumin içerir. Kurkuminoidler (curcumin, demethoxycurcumin, bisdemethoxycurcumin) zerdeçalın ana bileşenini oluşturur. 184 0 C’de eriyen kurkuminin molekül formulü C2H20O6 olup zerdeçalın %3-5’ini oluşturur. Aseton ve etanolde çözünebilir suda çözünemezler.
Zerdeçal yağı
Kurkuminoidlerin kimyasal yapısı
Zerdeçal gıdalarda peroksit oluşumunu engelleyerek muhafaza süresini artırmaktadır. Zerdeçalın lipit oksidasyonu önlemede vitamin E den daha etkili olduğu bildirilmiştir. Curcuma longa’dan izole edilen bileşenlerin güçlü bir antioksidan etki gösterdiği ve lipit oksidasyon üzerinde oldukça önemli olduğu saptanmıştır [48]. Yapılan bir çalışmada tavuk kıymasına 400 ppm oranında zerdeçal ekstraktı ilave edilmiş ve antioksidan özelliği araştırılmıştır. Araştırma sonuçları kontrol grubuyla karşılaştırıldığında zerdeçal eksraktının önemli derecede etkili olduğu tespit edilmiştir. Sharma (1976),zerdeçalın antioksidan özelliğinin içerdiği fenolik bileşenlerden kaynaklandığını belirtmiştir [49]. Yine yapılan bir başka çalışmada kurkuminoidlerin antioksidan özellikleri araştırılmış bu eksrakların antioksidan kapasitesinin askorbik asite eşdeğer olduğu belirlenmiştir. 100 ppm BHT ile karşılaştırıldığında kurkuminin antioksidan aktivitesinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir [50]. Ak ve Gülçin (2008), Zerdeçalda büyük bir oranda bulunan ve fenolik bir bileşen olan kurkuminin antioksidan özelliğini araştırmış ve çalışma sonucunda kurkuminin gıda endüstrisinde güvenle kullanılacak bir antioksidan olduğunu saptamışlardır [51].
Antioksidan Etkili Bitkiler
Gıda sektöründe doğal katkı maddelerinin kullanımının yaygınlaşması ile birlikte dünya üzerinde bitkilerde bulunan doğal antioksidanlara olan ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Bu nedenle doğal antioksidanların incelenmesi için, bitkiler ve baharatlar araştırmaların en önemli odak noktası haline gelmiştir. Ülkemiz bazı bitki ve baharatların üretimi ve ihracatı açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Bu bitki ve baharatların antioksidan ve antimikrobiyel özelliklerinin bilinmesi, gıda ürünlerinin raf ömrünü uzatmak açısından önemli katkı sağlayacaktır.