Latince ismi ‘Crataegus monogyna’ olan Alıç, ormanlık alanlarda, çalılıklarda ya da dereye bakan dik yamaçlarda yetişen dikenli bir ağaçtır. Gülgiller familyasından olmasına rağmen Alıç’ın minik, pembe beyaz renkteki çiçeği gül gibi değildir. Hem Avrupa’da hem de Anadolu’da oldukça yaygın bir bitkidir. Sadece Türkiye’de yetişen 20 türü vardır.
Beyazdiken, Edran, Geviş, Ekşi Muşmula, Yemişen olarak da bilinir. İlkbahardan sonbahara kadar beyazdan kırmızıya doğru değişen renk yelpazesiyle göz alıcı bir manzara sunar. Bu yüzden parklar ve bahçeleri süslemek için sıklıkla tercih edilen çokyıllık bir bitkidir.
Eski çağlardan beri çeşitli kültürler ve halklar tarafından Alıç ağacının hem meyvesi hem de yaprakları yaygın olarak kullanılmıştır. Alıç çayı, Almanya, Avusturya ve Avrupa kıtasında geleneksel olarak kullanılan bitkisel çaylar arasında yer alıyor. 1800’lü yılların başlarındaki yazılı kaynaklarda Alıç ağacı yapraklarının ve yemişlerinin kan dolaşımı bozukluklarında, solunum yolu hastalıklarında tedavi amaçlı kullanıldığı belirtilmiştir.
Sonbaharda olgunlaşan meyveleri hoş bir ekşimsi tatta olan Alıç, birçok kültürde önemli yer edinmeyi başarmış bir meyvedir. İpe dizili halde pazaryerlerini süsleyen Alıç meyveleri bazı çocukların en sevdiği meyvelerden biridir.
Alıç bitkisinden; alıç çayı, alıç yağı, alıç sirkesi, tentürü, şurubu ve kremi üretilir. Ayrıca içeriğindeki Tanen, Saponin, C vitamini, Gilikosid, Kalsiyum, Potasyum, Sodyum zenginliğinden dolayı çok çeşitli ilaçların muhteviyatına girmiştir.
Kurutulan yaprakları kaynatılarak içilen Alıç çayının, halk arasında kalp krizi riskini azalttığına, göğüs ağrılarına iyi geldiğine, yüksek tansiyonu düşürdüğüne, damarlardaki plak oluşumunu engellediğine, baş ağrısına iyi geldiğine, sakinleştirici etkisi olduğuna inanılır.
Uygun şartlarda kurutulan alıç, ağzı kapalı bir kapta, loş, serin ve kuru bir ortamda ömrü 1 yıldır.
Açıklamalarla koyduğunuz ürün aynı değil, resimde ki ürün alıç değil yani.
harun bey resim temsilidir.