“- Baharat için mutfakta kullanılan bitkiler (fesleğen, kekik, vs.) genellikle pişirme veya tad vermede kullanılan küçük miktarları emniyetlidir; fakat çayları için kullanılan büyük miktarları (1- 2 tatlı kaşığı gibi) hamileler kullanmamalıdır.
– Dışkı yumuşatıcı antrakinon içeren bitkiler: Özellikle kabızlık yakınmalarının giderilmesinde doğal ve zararsız olarak düşünülen bitkiler vardır. Bu bitkiler rahim dahil düz kasların kasılmasını uyararak düşüğe neden olabileceği için kullanılmamalıdır. Acı çiğdem, akdiken (geyik dikeni), aloe vera, sinameki ve topalak bu gruptaki sakıncalı bitkilerdir.
– Rahim uyarıcı etkileri olan bitkilerden de aynı nedenle kaçınılmalıdır. Düzenli olarak tüketilmeleri ve özellikle de günlük 1-2 tatlı kaşığı gibi miktarları zararlı olabilir. Adaçayı, akdiken, Cezayir menekşesi, kekik, mazı, meyan kökü, ökse otu, pelin otu, ravent (ışgın), rezene, sinameki, yarpuz gibi bitkilerin düşükle veya erken doğumla sonuçlanabilecek rahim uyarıcı etkileri olabilmektedir.
– Bitkilere acı tat veren alkoloidleri yoğun içeren bitkiler veya esansiyel bitki yağlarından anne-bebek arasındaki veya anne rahmindeki ceninin fonksiyonlarını etkileyebileceği için sakınılmalıdır. Altınmühür (goldenseal), efedra, kına kına, kırlangıçotu ve yabani kiraz alkoloidlerden zengindir, düzenli tüketilmesi sakıncalıdır. Adaçayı, ardıç, biberiye, civanperçemi, kekik, lavanta, mazı, mercanköşk ve rezene gibi bitkilerin yağlarının ağız yoluyla hamilelik esnasında düzenli alınması da sakıncalıdır.
– Emenagog etkili bitkiler, adet görmeyi teşvik eden bitkiler olup hamilelik süresince kaçınılmalıdır. Akdiken, Cezayir menekşesi, civanperçemi, çarkıfelek (passiflora), kekik, mazı, meyankökü, ökseotu, pelin otu, ravent (ışgın), sinameki ve yarpuz gibi bitkilerin hamilelikte kullanılmaması gereklidir”.