Latince adı ‘Thymbra Spicata’ olan Zahter, ballıbabagiller familyasındandır. Anavatanı Doğu Akdeniz ve Karadeniz’dir. Ülkemizde hemen hemen her yerde yetişmekle birlikte Gaziantep ve Antakya yöresinin Zahter’i meşhurdur. Kekiğe benzerliğiyle tanınır. Keskin kokusu ve hafif acımsı bir tadı vardır. Temmuz ve Ağustos aylarında pembe renkli çiçekler açan çalı görünümünde bir bitkidir.
Zahter bir bitki familyasından daha fazlasıdır. Farklı aroması ve kokusuyla yemeklere ayrı bir lezzet kattığı gibi bir kâseye konulup zeytinyağına banılarak da tüketilebilir. Hemen her türlü et yemeğini aromasıyla zenginleştirir. Salataların vazgeçilmezi olabilir. Ayrıca her çeşit çorbada, patlıcan yemeğinde, domatesli yemeklerde tadını özgürce sergiler. Değişik lezzetler arayanların farklı damak tatları yaratabileceği bir çeşnidir. Antakya’nın meşhur Tepsi kebabında kullanıldığı gibi Zahter adında kendine has bir yemek türü de vardır. O yiyeceklerde kullanıldığında harikalar yaratabilir. Osmanlı döneminde özellikle zahter kahvaltılarda vazgeçilmez bir bitkiymiş.
Zahter bitkisinden; zahter çayı, zahter yağı, zahter macunu ve zahter kremi üretilir. Ayrıca içeriğindeki kavra kral uçucu yağı ve tanen zenginliğiyle çok çeşitli ilaçların muhteviyatına girmiştir.
Halk arasında kurutulan yaprakları kaynatılarak zahter çayı içmenin iştah açmaya, gaz söktürmeye, vücuttan mikropları atmaya ve hazımsızlığa iyi geldiğine inanılır.
Toplanılan zahter bitkisi demetler halinde baş aşağı asılarak kurutulur. Uygun şartlarda kurutulan zahter, ağzı kapalı cam bir kavanozda loş, serin ve kuru bir ortamda saklandığında ömrü 1 yıldır.